Skip to main content

Sessiz

birinci hatve : Yağmurların dalgaları


karamsar bulutların yağmurları

sularının barajlarındaki dalgınlığı

ben okyanuslardan uçuyorum 

ah bir çatık kaşının algısı

hey bin atlının kılıncı


sana yuva buluyorum


toplu tüfekli, kağıttan yapılan yük gemileri

gece yaşadın, gördün o eşkiyaları

çaldılar senden; seni

haksızlığı gördün, dalgaların içindeki

o sessiz ölenleri


benki sessiz ölemem

bırakırım bileklerimde hayatımın izini

benki sensiz ölemem

bırakırım beyninde adaletsizliğin itini


senki her gece ağlamadın

bin atlının kılıncıyla kuşandın

savaşın banaydı ey ışık yıldızı

Sen hiç benimle beraber Ağlamadın


Ve şimdi ben her gece ağlamaklıyım

Kırdım hayatımın zincirini

eğitemedim adaletin itini

Bir komünist çığlığı

Bir tayfa patırtısı*


Bizler farklı ışıklara aldanıyoruz

Fakat aynı gemideyiz

Sizlerin ışıkları benim ışık yıldızlarım

Güneşin ötesinde, bir dolunayım



ikinci hatve : Dalgaların yağmurları


Biziz, çalınan baharların sahibi

Sizdiniz o hırsızların kini

Ah o hırsızların güzelliği

Biziz hırsızların içerisindeki

devlet kini


Senin çaldığın ilk yağmurda dalgalanacağım

Fakat ne olursa olsun ben her gece ağlamaklıyım


bu yağmurlar, neden bu kadar karamsar?

sessizliğin içinden doğan karanlıktalar

dalga olmak için önce yağmur olmalı

bir can havliyle yaşamaya çalışmalı


Dumanlar tüten evler her sabah selamlaşır

Samimiyetin gölgesinde ağlaşır

Işık, güneş, sevgi ve gölge 

Bu meleke ve bu dalga ne kadarda

yakışır


Dalgalar benliğim yağmurlar ise demin


Üçüncü hatve: Hırsızların yağmurları


Çaldılar sizden, beni

En güzel hırsızlıktı bu

Hiç bir hırsızlık güzel olur mu?

Bir dağ çiçeği gibi, sevgi dolu


Ben yağdım geceleri, dumanlar tüten evlere

Bu çağdın sen, çağlar boyu çalkalanan ırmaklar

yağdım ve kayıp düşenler oldu yerlere

vesile oldum, ilk kez baktılar gökyüzüne


Hırsızların aksi idda edilemez yağmurları

seninle beraber ağladı


ve ben yine her gece ağladım.


Hey hey, şimdi herkes gözümün içine bakmalı

ve ağlamalı gördüklerine

Gözlerim bir aynadır

Gösterir o duman tüten ve değeri bilinmeyen

aşkları kendine


Dün bugün ve yarının ötesindeki zaman

Dökülür birkaç dize ağzından

okurum ağzını duyamam şehrin gürültüsünden

ben varım yada yokluğun varlığındayım


Evrenlerde dolaştım devrimler gördüm

devrildim

Sevenlerle dolaştım sevişenler gördüm

sevdim


Dördüncü hatve: Yağmurların hırsızları


Çaldılar benden, sizi

En kötü hırsızlıktı bu

Tüm hırsızlıklar kötüdür

Bir ejderha gibi, ateş dolu

Ejderhalar gerçek değildir,yalandır

tıpkı hayatım gibi

Büyümek denmiş şu şaklabanlığa

ben beceremiyorum bu işi


Lojman grisi, macun çekilmiş 

Camın kenarlarını

“Tırnaklamak hâla kaybolmamış

Tırnaklarımın ucundan”


Kan çanağı yeşil gözlerimin içinde

Ateş kırmızısı aşklar var

Okyanus mavisi sonsuzluğumun içinde

Aşk ateşi kadar soğuk gözyaşları var