Eflâtun
Eflatun renginde sütunlar eşliğinde
Biz yaşama meftun olanlar
Kaybolduk
Yaşamın attığı pençeyle
Dostlarımdır renkleri tanıyanlar
Eflatunu, yeşili, maviyi, arşı, arzı
Tanımakla bilmek aynı şey midir
Öğreneceğiz bunu, aldığımız darbeyle
Taş, taşa çarpınca çıkan çınlama
seni bana hatırlatır hep
Tanrım sen en tiz seslerdesin
Seni dinlerim taşların kavuşmasında
Pençelerin altındaki o eflatun renk
Bin çelenk çiçek, bir kapalı kepenk
Aynıdır hepsi
Senin isminin haykırışı en güzel
Ahenk
Şimdi ben bir çemberden geçiyorum
Geçtikçe daralan
Daraldıkça sarılan
Sarıldıkça Sıkıştıran
Sıkıştırdıkça
Ağlatan
Ve şimdi ben her gece ağlıyorum
Artık sen külah hesabı çekirdek kadar masumsun
ama sen hiçbir hesapta yoksun
Eflatun renginde efsunlu rüyalar görüyorum
Ve şimdi ben her gece ağlıyorum
No Comments