Skip to main content

Gün ayıyor

Gün aydı. Gün, aymak ile meşhurdur. 

Günahlarda işlenmesi ile meşhurdur. Bende dalgınlığımla. Dalıp gidip yine işe geç kalmak üzereyim sanırım. Kahvaltı mı? uzun süredir görmediğim bir şey. En önemli öğünü ve en önemlisi olan ölümü atlıyorum uzun yıllardır.Adam olmak bunu gerektirir. Hem sokak köpeklerine de selam veriyorum zaten. 

Neyse ki bugün pazar. Beklenmedik bir durum olmaz ise işe gitmeme gerek kalmıyor. Bugün ne yapacağım peki? 

Uyan, yüzünü yıka, su iç, gerçeğini asla bilemeyeceğin şiirleri kendi zihninden sağdığın düşüncelerle harmanla. Hızını yavaşlat, her şeyi çok hızlı yapıyorsun artık bunu anla. Biliyorsun, Mikrodalga fırınlar, eyirfırayer’lar, metro’lar, toki’ler ile yaşa. Hepsi, olanı daha hızlandırmak için orada. Hız, farsça χīz(خیز)’dan geliyor. Sıçramak, fırlatmak mânasından gelir. Bu kelimenin türetildiği zamanlarda sıçrayan bir objenin, fırlatılan bir taşın kontrolü, şu ankine nazaran neredeyse yoktu. Yâni hızlı olan bir şeyin, kontrolsüz olacağını hız kelimesi dahi söylüyor bana.

Kıyafetimin ceplerine bakıyorum, cebimden çıkanlar bir koyun sürüsünden sayıca fazla. Çöldeki kum, yağan en sağnak yağmurdaki su sayısı kadar. 2 ataş?, 1 taş?, biraz tütün? henüz çiğnenmemiş ama paketinden çıkarılmış sakız?, biraz slime parçası?, 2 buçuk adet vida? ve bir parça kağıt. Evet, kağıt ya. Şiveli soygun yapan adamdan düşen kağıt. Sahi, ne yazıyordu onda? Bakmayı unutmuşum.

“Amca, artık toprağın hissini ayaklarım unuttu” 

Bindim arabaya, taktım anahtarı yuvasına. Bastım marşa, biraz zorlandı ama çalıştı sonuçta. Arabaların içindeki büyük karmaşa, benziyor kafama. Aküden aldığı elektriği, marş motoruna verip motorun ilk hareketini sağlıyor. Motorun içerisinde ise pistonlar hareket ederken, içeriye hava ve yakıt veriyor. Pistonun hareket etmesi ile sıkışan hava ve yakıt karışımı, buji adlı parçayla elektrik kullanarak kıvılcım oluşturuyor. Bu kıvılcım, patlamaya sebep oluyor. Bu patlama ise pistonun geri itilmesini ve diğer pistonun yukarı çıkmasını sağlıyor. Aynı zamanda şanzımana dönme gücü veriyor. Eğer şanzımanda belli boyutta çarklar ile (vites) tekerleklere bağlı ise tekerleklere güç gidiyor. Tabi, bu işin en en basit hâli. Eğer en ufak parçada, çok ufak bir sıkıntı olursa, tüm sistem komple çöküyor.
Etrafımızda olan olayların muhteviyatına hakim değiliz, çok sevdiğimiz bir arkadaşı neden çok seviyoruz? neden sevmemizi sağlayacak şekilde davranıyor? O arkadaşı o arkadaş yapan, acılarıdır belki? her insan sevdiğini sevmeye devam etmek ister, o zaman o arkadaşın acı mı çekmesi mâkbuldür? Herkes nasıl mutlu olabilir ki? 


Park ettim arabayı, bindim günüme 2 buçuk dakika kazandıran asansöre. Ofisin kapısını tıklattım usulca, tatlı bir ciyaklama ile açıldı ofisin kapısı. Bir ‘depofis’te kalıyoruz biz. Yedek eşyalar için depomuz yok. Patron beyimiz fazla görmüş bir depoyu, etrafta onlarca yedek parça. Tüm hepsini birleştirdiğimizde 4 buzdolabı 15 çamaşır makinesi 1 de ketıl yapılmakta. Ketıl yapılacağına dair garanti verebilirim çünkü şu an kaynıyor. Yaptık onu, patron geldiğinde gizliyoruz. Nereye kadar bakalım. Kilo veriyor Harun ve bu verdiği kiloları neye borçlu olduğundan bahsetmiyor. Normalde herkes bahsederdi, o bahsetmiyor.