Skip to main content

Meczup

Bir meczup gördüm yolda
müzik dinleyip dans ediyordu
çocukken ben de müzik dinleyip
dans ederdim

Bir çocuk gördüm orada
dans edip müzik dinlerdi
kızıl denizi görse
kızarırdı

kızıl bir kız gördüm rüyamda
hâlbuki hâl buymuş
buymuş ta bilmezmişim
yolda gördüğüm meczup benmişim

şair bir türlü konuya giremiyor
konu buymuş belli ki
belli ki haz alarak su içmek
insanlar bunu ve beni anlamıyor

kestik müziği dans edemedik
devlet ise buna yol gösterdi
seksenlerden ince bir müzik duyuldu
“ah yalan dünya”

kar yağınca kararan bir dimağım vardı
güvenip güvenmemem mesele değil
bildiğim tüm dağlara kar yağdı
her baktığımda yükselen bir kuleden
atamadım kendimi

tırmanmaya olan nefretim kendimi atmamı engelledi
zaten ben hiç bir meczup kadar iyi dans edemedim
suyun ıslaklığından, karın soğukluğundan korktum
kindardım 
kinim 
giderek
daraldı