Skip to main content

Sineklerin bilimi

Sinekler sokak lambasında alışveriş yapıyorlar. Bir temmuz akşamı sanatkar cırcır böcekleri sokak lambasında ailesiyle, eşiyle dostuyla gelip geçenlere şarkılar türküler söylüyordu. Ateş böcekleri en karanlık yerlerde ikaz lambasıymışcasına parıldarken bütün böcek aleminin rolü belliymiş ve hepsi rolüne uygun davranıyor gibi gözüküyordu. Her toplulukta olan hiyerarşi sosyoloji ve ticaret burada da dönmekteydi.
Her böcek kendi inandığı değerleri ve hayatı özel sanarak uçuyordu diğerlerinden habersiz şekilde. Hiç kimse bir diğerini gerçekten dinlemediğindendi bu özel olma hissi ama ying yang misali her beyazın içinde siyahın olması gibi bu kendini özel hissetme duygusu beraberinde kibir ve bencilliği getiriyordu. Sonrasındaysa gelsin yalnızlıklar koskoca kalabalıklar arasında. Bu değer verdiği ışıklar güneşten parlak değildi veya daha hakiki ama hiçbir böcek hedeflemezdi güneşi maamamfi sokak lambası kolay olandı elbet ve güvenli bir alandı, kendi inandığı özel değerlere ve şerefli yaşayışlarına ters düşen bu rahatlık ve güvende olma hissini sorgulamadan şu koşturan sinek ve böcekler böyle yaşardı işte.
Ama bir gün çok ilginç bir şey oldu sokak lambası habitatında. Asi ve hür düşünen bir sinek gözlerini ışıltılı ve zevkli lambanın ışığından ayırdı. Işığa yakın uçmaktan gözleri karanlıkta baştan hiçbir şey seçemedi Sonrasındaysa önünde duran koskoca ve geniş bu alan başını döndürdü eşine dostuna anlatmaya ve gözlerini çevirtmeye kalkıştı. Kimse umursamadı, peygamber mi doğuyor yoksa sokak lambası habitatına dedi onları izlemekte olan bilim insanı. Ancak sinek sadece sinekti ve tek yaptığı yapay ışığı sorgulamaktı. günler geldi geçti sinek hem diğerleri gibi hem değil gibi davrandı. Etrafındakiler zamanla bu garipliğiyle kabullendi onu ancak sineğin içten içe bir yerlerde onu rahatsız eden koskocalık ve yalnızlık hissi içten içe onu yiyip bitiriyordu.
Sonbahara geliyorken artık mevsim yağmurlar peşi sıra yağıyordu, böyle bir Ekim akşamında sinek başladı söylenmeye ve içinde birikenleri kusmaya Kalkın efendiler kalkın gözünüzü açın bu yerler bu inandığınız şeyler fani sahteden öte rezil şeyler. Kalkın ve gözünüzü açın. Bu sözlerden rahatsız olan sokak lambası habitatı oldukça sinirlenmişti bu asi sineğe ve toplumun huzurunu ve güvenini sağlayan toplum böceğine gerekli şikayetleri ettikten sonra toplum böcekleri onu ehlileştirmek için işkenceler yaptı ve 3 mevsim geçti. Bizim sineğin umurunda değildi. Hiç bir şey yakmıyordu canını ve kaçıp gitmeyi planlıyordu. Kesin bir kararla haziran gecesi açtı kanatlarını ve uçup gitti henüz uzaklaşmamışken arkasında sevdiklerini bırakmanın buruk hüznüyle yavaşladı bir an. Sonra söylediği sözler geldi aklına ona en kötü lafları edenler yine en sevdikleri değil miydi. Daha da hızlanmıştı artık. Gecenin karanlığında son hız uçuyordu içinde adrenalin hormonu parti veriyordu adeta her hücresinde.
Bir süre uçtuktan sonra ileride bir ışık gördü sinek bu geldiği yerdeki gibi sarı sokak lambası değildi üstelik bembeyazdı ve çok daha parlaktı. sinek duraksayıp işte hakikat dedi. İşte hakikat budur. Kanatlarında kalan son dermanla birlikte ışığa iyice yaklaştı ve bir de ne görsün sokak lambasında ki sinek kadar burada da vardı. Aklından hakikati tek başına bulmamış olmanın yalnız olmamanın düşündüğü şeyleri tek başına düşünmemiş olması onu Bi'hayli mutlu etti ve girdi aralarına. Heyecandan ayakları kanatlarına çarpa çarpa uçuyordu. Bu ışıktı işte hakikat. Sinek onca yoldan gelmenin yorgunluğunu hiç umursamadan saatlerce uçtu uçtu ve uçtu. Bir an içinde karşı konulamaz bir şevk doğdu ve daldı beyaz ışığa kabuğunu geçip lambanın içine girdi ve yanmaya başladı birden. Acı çekiyordu yavaş yavaş ölüyordu artık asi sinek ve bir Ekim sabahı şafak sökmeye yakın kuşluk vaktinde can vermişti beyaz ışık uğruna.
Bunları gözlemleyen bilim insanı hayal kırıklığına uğradı. inanmıştı bu sineğin gerçekten bir fark yaratabileceğine. Sonra oturduğu sandalyeden kalktı ve kapı önüne sigaraya çıkmadan şunları söyledi kendi kendine:
'' bir sinek her zaman bir sinektir. ''