Tohum
Benlerimi terk ettiğimden beridir bir boşluk içerisindeyim. Kırkların evliyaların hiçliği midir acep diye sormadan edemedim. Değilmiş. Neyse ki hataya ve yanlışlara ilk düşüşüm değildi bu, fakat bir durmak eylemiydi.
-Durmayı bilmek koşmaktan hayırlıdır.
Ben giderim zannederdim, yol alıyorum derdim. Yol bana geliyormuş meğer. Giden değil bekleyenmişim, isteyenmişim yalnızca.
Durdum ve bekledim böylece. Yanlışımı gösteren ve gördüğüme tanık olabilecek idrakı bana bahşeden Allah'a şükür ettim.
Şimdi de durmaktayım ama aynı noktada değil.
Yeise kapılan gönlüme toprak bastım. Adem isem ben eğer dedim toprak olmalı elbet beni öldürecek olan. Ölmeden ölebilmek ve olabilmek adına.
Şüphe artık yok ki kalbimde toprak var. Birde o toprakta bir tohum. Bu tohum ki sırdır. Sırra kadem bastığım nokta benim kadim mabedimdir. Demiştim ya hani boşluk içerisindeyim diye. Toprak basarak aştım bunuda.
Her bitkinin cinsi farklıdır ancak tohumları benzerdir. Ekmeden tohumu ne çıkacağını bilemezsin.
Bensiz benliğimde kaldırdığım başımı eğdim toprağa ve gömdüm tohumu. Artık tek beklentim o tohumdan zakkumun çıkmamasıdır. Bana şah damarımdan yakın olan Rab'den başka bilen yok henüz.
Sırrımı emanet ettiğim Rabbime hamd olsun. Şüphesiz ki o her şeyi noksansız bilendir.
Ben bilmem, sen bilirsin Rabbim...
No Comments